
Dün sabah Mustafa filminin basın gösterimindeydim. Daha önce alışılagelmiş Can Dündar belgesel kalitesiyle birlikte vizyon filmi olmasından kaynaklı daha özenle yapılmış bir belgesel beklentim vardı. Öncelikle bunu fazlasıyla karşıladım. Tek bir cümleyle anlatmak istersem "Atatürk askeri ve siyasi kimliğinin ötesindeki bir insandı". Bu anlatım filmde bir çok yerde üzerine basa basa anlatıldı.
Aslında izlediğim bir insanın değil de bizim geçmişimizin bir anlatımıydı. Bir çocuğun dedesinden hatıra dinlemesi gibi belki. Acitasyon taktikleri kullanılmadan o duygu geçişini çok iyi yakaladım. Özellikle bir kaç sahne ciddi anlamda etkiledi. O çocukluğumda çok fazla söylediğim "İzmir'in dağlarında çiçekler açar" ı yine bir çocuk gibi dinledim, içimden bir mırıldanma isteği geldi ama kendimi tuttum, sonra ayağımla hafifçe tempo verdim. Bu duygu sinemasal efektler sonucu muydu acaba? Bunu öğrenmek için 24 saat geçmesini bekledim ve ondan sonra yazıyorum bunları. Peki neydi bende bu coşkuyu uyandıran. Bu bir film değildi. Bunlar gerçekti, belki bir süre önce dünyaya gelsem karakterlerinden biri olacağım bir filmin gerçeği. Diğer taraftan acaba bir Amerikan filmi taktikleriyle bir kahramanın yaşamı abartılı bir şekilde sinemaya mı uyarlanmıştı? Hayır, değildi!
Galiba filmin bir çok sahnesinde günümüzle karşılaştırma yapma ihtiyacı duydum. Her karşılaştırmada da büyük bir klişe haline gelen "Neden Atatürk gibi bir lider gelmedi?" sorusunun cevabını düşünerek. Bu sorunun çok uzunca cevapları var. Filmin sonunda da kafamda bir cümle belirdi. "Birşeylerden taviz vermeden, bazı işleri gerçekleştirmenin imkanı yok". Eğer sıradan bir insan gibi yaşamazsanız, bu dünya sizin için sıradan bir dünya olmayacaktır.
Bir de filmin vurgu yaptığı bazı yerler var. Tartışılacak veya bazı insanlarca kendi görüşleri doğrultusunda yoğrulup kötü hale gelecek. Atatürk kelimesinin içini bilinçli bir şekilde boşaltıp sunan veya bazı insani özelliklerini kötü özellik olarak ön plana çıkaran kesimlerin.
Bir de şu aralar çokça konuşulan "kriz fırsat yaratır mı?" sözleri filmde aynen bu şekilde kullanılmış. Bu izlediğim bir ülkenin kriziydi, bir insanın hayatıydı. Bir insanın hayatı; acılarıyla, coşkularıyla, hırslarıyla, merhametiyle, aşklarıyla, zevkleriyle,yalnızlığıyla.
Yakın geçmişten gelen bir lider öyküsü. Bugünün "lider" lerine duyurulur.