28 Ekim 2008

Mustafa Hakkında Çok Şey



Dün sabah Mustafa filminin basın gösterimindeydim. Daha önce alışılagelmiş Can Dündar belgesel kalitesiyle birlikte vizyon filmi olmasından kaynaklı daha özenle yapılmış bir belgesel beklentim vardı. Öncelikle bunu fazlasıyla karşıladım. Tek bir cümleyle anlatmak istersem "Atatürk askeri ve siyasi kimliğinin ötesindeki bir insandı". Bu anlatım filmde bir çok yerde üzerine basa basa anlatıldı.

Aslında izlediğim bir insanın değil de bizim geçmişimizin bir anlatımıydı. Bir çocuğun dedesinden hatıra dinlemesi gibi belki. Acitasyon taktikleri kullanılmadan o duygu geçişini çok iyi yakaladım. Özellikle bir kaç sahne ciddi anlamda etkiledi. O çocukluğumda çok fazla söylediğim "İzmir'in dağlarında çiçekler açar" ı yine bir çocuk gibi dinledim, içimden bir mırıldanma isteği geldi ama kendimi tuttum, sonra ayağımla hafifçe tempo verdim. Bu duygu sinemasal efektler sonucu muydu acaba? Bunu öğrenmek için 24 saat geçmesini bekledim ve ondan sonra yazıyorum bunları. Peki neydi bende bu coşkuyu uyandıran. Bu bir film değildi. Bunlar gerçekti, belki bir süre önce dünyaya gelsem karakterlerinden biri olacağım bir filmin gerçeği. Diğer taraftan acaba bir Amerikan filmi taktikleriyle bir kahramanın yaşamı abartılı bir şekilde sinemaya mı uyarlanmıştı? Hayır, değildi!

Galiba filmin bir çok sahnesinde günümüzle karşılaştırma yapma ihtiyacı duydum. Her karşılaştırmada da büyük bir klişe haline gelen "Neden Atatürk gibi bir lider gelmedi?" sorusunun cevabını düşünerek. Bu sorunun çok uzunca cevapları var. Filmin sonunda da kafamda bir cümle belirdi. "Birşeylerden taviz vermeden, bazı işleri gerçekleştirmenin imkanı yok". Eğer sıradan bir insan gibi yaşamazsanız, bu dünya sizin için sıradan bir dünya olmayacaktır.

Bir de filmin vurgu yaptığı bazı yerler var. Tartışılacak veya bazı insanlarca kendi görüşleri doğrultusunda yoğrulup kötü hale gelecek. Atatürk kelimesinin içini bilinçli bir şekilde boşaltıp sunan veya bazı insani özelliklerini kötü özellik olarak ön plana çıkaran kesimlerin.

Bir de şu aralar çokça konuşulan "kriz fırsat yaratır mı?" sözleri filmde aynen bu şekilde kullanılmış. Bu izlediğim bir ülkenin kriziydi, bir insanın hayatıydı. Bir insanın hayatı; acılarıyla, coşkularıyla, hırslarıyla, merhametiyle, aşklarıyla, zevkleriyle,yalnızlığıyla.

Yakın geçmişten gelen bir lider öyküsü. Bugünün "lider" lerine duyurulur.

21 Ekim 2008

Twine : Bir Semantik Uygulama Denemesi



Daha önce bir kaç yazıda isminden bahsettiğim twine için biraz daha detaya inmek istiyorum. Twine Semantik uygulama odaklı olarak kurulan Radar Networks tarafından geliştirilen ilk servis.




Hakkında kısmına baktığımızda 3 ana adımda kendilerini tanımlamışlar

Organize. As you add information to Twine, it is automatically tagged so that you and others can find it more easily.
Share. Connect with individuals and groups, gather and share content, and engage in discussions around your interests.
Discover. Twine connects you with new people, content and products that match your interests, and also helps other people discover you and your contributions.


Önce sizden kendi hakkınızda bilgi vermenizi istiyor. Sonra bu ilgi alanlarınıza göre gruplara katılmanızı ve içerik paylaşmanızı bekliyor. İlerleyen süreçte de ilgi alanlarınıza yakın kişi ve içeriklere kolayca ulaşabileceğinizi vaad ediyor.

Benzer yapıda aynı dönemlerde hayata geçirilen socialmedian örneği de mevcut. Bu tarz platformları Web 2.0 Rss teknolojisinin Web 3.0'daki devamı olarak düşünebiliriz. Twine Rss'i bir adım ötesine götürerek kişiye özel içerik yaratmayı hedeflemekte. Platformdaki twine'lar aslında sosyal ağlarda kullandığımız grup kavramının karşılığı. Kullanıcının ilgi, beğeni ve paylaşımlarını analiz ederek kişiye özel içerik sunmayı hedefliyor.

Şu an itibariyle bu servislerin şimdiki versiyonlarını semantik web için bir içerik toplama süreci olarak düşünebiliriz.

CEO Nova Spivack'in twine tanımlamasını tekrar edersem;

Facebook - İlişkileriniz içindir
Linkedin - Kariyeriniz içindir
Twine - İlgilendikleriniz içindir.

17 Ekim 2008

Semantik Reklamcılık Nasıl Olacak?

Web 3.0 hala fikir aşamasında ve şu an konuşulan öznel tanımlar zaman içerisinde gerçek uygulamalrla birlikte nesnel tanımlara dönüşecektir. Peer39 CEO'su Amiad Solomon'un Web 3.0 Conference & Expo etkinliğinde RWW'de yayınlanan yorumlarından bazılarını ülkemiz şartlarını da baz alarak değerlendirmek istiyorum.

Salomon, Web 3.0'ın temel tanımının web 2.0'ın ticari modelleri olacağı şeklinde bir giriş yapmış. Başarılı reklamcılığı da doğru insana, doğru zamanda, doğru ürünü yayınlamak olarak özetlemiş.

Semantik reklamcılığın da bu hedefe doğru ilerlerken semantik yaklaşımları kullanan reklam modelleri olduğunu söyleyebiliriz. Ama burada öncelikle bir sorunu tanımlamak istiyorum. Özellikle ülkemizdeki reklam ağlarını düşündüğümüzde, bu modellerde hala mikro olarak bile ilişkili reklam gösterimlerine rastlayamıyoruz. İlişkili kavramını da basit olarak cinsiyet bazlı, şehir bazlı, sosyo ekonomik statü bazlı basit segmentasyonlar yapmak olarak tanımlayabiliriz. Belki de 8-10 yıldır gündemde olan veri madenciliği yöntemleri de hala ciddi anlamda kullanılmamaktadır. Yakın gelecekte global anlamda semantik reklamcılığa yakın çözümlerin kullanıldığı dönemlerde, ülkemizde hala bu geciken teknolojilerin kullanılacağını tahmin ediyorum. Bu durumda global modellerin daha çok kullanılması çok da sürpriz olmayacaktır.



















Diğer taraftan Semantik yaklaşımları kronolojik sıraya göre "Tagging","Statistics","Linguistics", "Semantic Web", "Artificial Intelligence" olarak listelediğimizde 2. grupta olan Google arama motoruna dayalı reklam modelinin hala çok revaçta, belki de hala bazı markalar tarafından farkına varılamadığı gerçeğini de kabul etmemiz gerekiyor.

Diğer önemli nokta ise semantik bir reklam ağının temel olarak web 2.0 tarzı içerikleri temel alacağını varsayarsak, yine web 2.0 uygulamalarında global başarı yakalamış internet şirketlerinin bu anlamda avantajlı başlayacağını söyleyebiliriz.

Özetle, semantik reklamcılığın ticari tarafından dolayı önemli bir yere sahip olacağı açık gibi görünüyor.