17 Aralık 2011

B2B İş Modelindeki Girişimlere Tavsiyeler

İş modeliniz sürdürülebilir olsun
İş modelinizin 5 yıl sonra geçerli olup olmayacağını sorgulayın. Özellikle yeni alanlar için bir çözümünüz varsa bu yeniliklerin gelişimini doğru tahmin etmeniz gerekecektir. Şu an popüler olan ve çok talep alan bir çözüm, 1 yıl sonra sıradan hale gelebilir. Başarınızı 1 yıl boyunca bu tehdite karşı nasıl önlemler aldığınız belirler.

Değer yaratın
Sık sık sunduğunuz çözümün müşterilere nasıl katkı yaptığını sorgulayın. Hangi probleme çözüm getiriyorsunuz? Müşterinize ne fayda sağlıyor? Sizin hizmetinizi kulllanmadıkları zaman hayatlarında ne değişir? Bu soruların cevabı net değilse muhtemelen bir süre sonra hizmetinizi kullanmaya devam etmeyeceklerdir. Bu durumu onlardan öğrenmektense daha öncesinde cevapları kendiniz bulup iyileştirme yapmak hayatınız kolaylaştırabilir.

İşinizi hakkıyla yapın
Her ne iş olursa olsun, yaptığınız iş hakkıyla yapın. Bulunduğunuz sektörde işlerin belli kalitede olmaması sizin sığınacağınız bir bahane olmamalı. Eğer uzun süreli işbirliklerini istiyorsanız işinizi hakkıyla yapın ve bunu karşı tarafa hissettirin.

Dürüst ve güvenilir olun
Genellikle insanlar sizin sunduğunuz çözümle birlikte sizin de kim olduğunuzla ilgilenir. Kesinlikle dürüst ve şeffaf olun. Bazı kriz durumlarında günü kurtarmak adına karşı tarafın bilgisizliğinden yararlanıp çeşitli şeyler söyleyebilirsiniz, ama unutmayın ki herkes düşündüğünüz kadar bilgisiz olmayabilir. Dürüst ve şeffaf olmanız hatalı olduğunuz durumlarda karşı tarafın tölerans göstermesini sağlar.

Müşterilerinizi küçük ve büyük olarak ayırmayın
Elinizden geldiğince tüm müşterilere aynı özeni gösterin. Şu an küçük müşterideki iletişimde olduğunuz kişi bir süre sonra en büyük müşteriniz olabilir.

Rakipleriniz hakkında konuşmayın
Aynı çözümü sunduğunuz bir rakibiniz hakkında kesinlikle konuşmayın. Bu söyledikleriniz tahmin ettiğinizden daha kısa sürede yayılacaktır. Haklı olduğunuz durumlarda bile mümkünse konuşmayın, hele ki haksız olduğunuz ve bunun bariz olduğu durumlarda rakibiniz hakkında olumsuz konuşmak tam bir acemiliktir.

Dışarıya karşı algınızı iyi yönetin
İşinizi hakkıyla ve dürüstçe yapıyor olabilirsiniz ama bunu dışarıya da aynı şekilde yansıtmanız gerekecektir. İletişimde olduğunuz insanların zihnindeki algınızı sürekli canlı ve pozitif tutun.

Sık sık planlarınız revize edin
Yaptığınız planların çoğu tutmaz ama yine de sık sık planlarınızı revize edin. Doğru kararlar verin, dinamik olun ve hızlı uygulayın. Sadece bazı stratejik kararları alırken mümkün olduğunca temkinli davranın, duygusal kararlar vermeyin.

Özetleyecek olursam, eğer sunduğunuz çözüm karşı tarafın temel ihtiyacı haline gelmişse ve siz işinizi düzgün bir şekilde yapıyorsanız çok uzun yıllar bu işbirliği devam edecektir. Müşteriniz için de başka bir çözüme geçmek hem ciddi bir maliyet, hem de büyük bir risktir.

05 Eylül 2011

Ekmek Bulamıyorsanız Biraz Daha Arayın

Geçen yıl yakın bir arkadaşımın "orada rüzgar bir farklı esiyor" demesiyle meraklanıp gitmiştim Bozcaada'ya. 4 günün sonunda ada çözemediğim bir etki bırakıp beni gönderdi. İstanbul'a döndüğümde acaba adada farklı olan neydi diye çokca düşündüm ama bulamadım. Rüzgar mı, deniz mi, üzüm mü, şarap mı? Hiçbiri değil. O zaman 2. defa gidersem herhalde çözerim dedim ve bu hafta tekrar gittim. Hatta bu sefer motorla gittim ki altını üstüne getireyim de anlayayım şu adanın olayını. Tesadüf olmalı ki o hafta 45 bin kişi daha adaya giriş yapmış. Tabii ben "adada bir şey var ama ne, bir şey var ama ne var" diye düşünürken o gün bir şeyin olmadığını farkettim. Ekmek! Gelen kalabalığa ne ekmek yetmiş ne de yemek. Hatta yol bile yetmedi gelen araçlara. Yazık değil mi bu gelen insanlara. O kadar yol gelsinler, feribot sırası beklesinler, gelip Türkiye'nin en pahalı otellerinde kalsınlar, sonra buz gibi suda titreye titreye yüzsünler, akşama acıktık dedikleri anda ekmek olmasın. İstanbullu İstanbullu olalı böyle eziyet görmedi.

Bayramda İstanbul'da kalanlar hallerinden gayet memnunlarmış. Onlar 15 milyonluk yerde 5 milyon kişi yayıla yayıla oturdular, köprülerden salına salına geçtiler, bildiğin bayram yaptılar. Aslında bu ekmek olayı önemli ama bu yazıyı ben Bozcaada tanıtımına çevireyim, moda ya şu aralar. Şimdi öncelikle Bozcaada 4 tarafı denizlerle çevrili bir kara parçasıdır. Tarihi dokusu ile öne çıkıp Haluk Şahin, Feridun Düzağaç ve Ata Demirer'i aynı potada eritmiştir. Tavsiyelere gelince, Ayazma'ya gidin yüzün, ama dikkat edin su çok soğuk. Sonra Koreli'ye gidin, akşama da rüzgar güllerinin oraya güneşin batışını çekmeye gidin, ya da daha önce çeken bir tanıdık varsa ondan isteyiverin. Yer aynı yer, güneş aynı güneş, makinalar da Canon veya Nikon hemen hemen aynı, eğer sen de Picasso değilsen zaten daha farklı resmedemezsin. Şimdi çok önemli bir husus daha var. Bu adada tam 13 tane Rum varmış. Nesilleri tükenmek üzere yani. Gidin onları bulun, evlerinden çıkartın, onlara "eskiden nasıldı ada", "ya siz niye terketmediniz", "sabah ilk feribot kaçta" gibi sorular sorun. Sonra da herkes adaya yerleşme senaryosunu yazsın, bağ evi falan alın, şarap üretin. Ama bak hepiniz birden yerleşecekseniz toplam sayıyı verin,fırıncı Tahir abi ona göre ekmek çıkarsın.

Bu gidişimde adalı bir arkadaşla tanıştım. Yaşı benden biraz büyük, oturduk, uzun uzun içtik, konuştuk. Bana dedi ki; "Şu an benim ve ada halkının bu İstanbullu istilası altındaki hissiyatını anlamak istersen bir kere kışın gel, adanın normal halini gör, sonra o yaz tekrar gel, o zaman bizi anlayacaksın". Bana da mantıklı geldi, hem bu adanın olayını da çözerim belki. Bir de "sen adaya tatil yapmaya gelmiyorsun, adayı sevmişsin ondan geliyorsun" dedi. Doğru galiba da boşverin beni bu 45 bin İstanbullu ne yapsın. Bayramda İstanbul'da kalanlar onlar hiç gelmesin diyor, sen adaya gelmesinler diyorsun, yazık değil mi onlara. Bir de ekmeksiz kaldı adamlar.

Evet fırıncı Tahir abi şimdi tüm İstanbul'un duygularına tercüman oluyorum. Ekmek, şarap, sen ve ben diye bir şarkı var bilir misin abi? Şarap bol maşallah da ekmek yok abi ekmek. İstanbullu trafik çeker, gürültü çeker, çok stresli çalışır ama ekmeksiz kalmaz abi. Hatta bazı arkadaşlar salata yerken, makarna yerken yanında ekmek yemez ama o onların kendi tercihidir, bunu da bilesin.

Saygılarımla.

4 Eylül 2011
Bandırma-Yenikapı Feribotu (Kanal 24 açık, tematik bir film var, ses kapalı, uzaktan alt yazı okunmuyor)